Cumhurbaşkanı Erdoğan: İsrail’i ateşkese zorlamak maksadıyla baskının dozunu sürekli yükseltiyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde Vakıf Haftası Toplu Açılış ve Vakıf İnsan Ödül töreninde bir konuşma gerçekleştiriyor.

Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

“Dünya üzerinde nerede bizlere ait bir eser varsa oraya ulaşıyor ve gün yüzüne çıkarıyoruz. Son 21 yılda, ülkemiz içinde ve gönül coğrafyamızın dört bir yanındaki 5 bin 500 ecdad yadigarı eseri yeniden ayağa kaldırdık. Ecdadın emanetlerine en güzel biçimde sahip çıkan Vakıflar Genel Müdürlüğümüzü tebrik ediyorum. Özellikle vakıf kültürümüzün yaşatılmasına öncülük edenleri taltif etmek, teşekkür etmek çok önemlidir.

“İSRAİL’İ ATEŞKESE ZORLAMAK İÇİN BASKININ DOZUNU YÜKSELTİYORUZ”

Genel Müdürlüğümüzün 7 Ekim’den beri soykırıma uğrayan Gazzeli kardeşlerimize el uzattığını görmekten ayrıca memnuniyet duyuyoruz. Toplam 3 bin tonluk sekizinci İyilik Gemimizi Gazze’ye uğurladık. Bugüne kadar toplam 50 bin tona ulaşan insani yardım miktarıyla Türkiye, dünyada Gazze’ye en fazla yardım gönderen ülke konumuna ulaştı.

İyice canileşen İsrail yönetimini ateşkese zorlamak maksadıyla diplomasi ve ticaret boyutunda baskının dozunu sürekli yükseltiyoruz. İlk etapta 54 ürün grubuna ihracat kısıtlaması getirmişti. Geçen haftadan itibaren İsrail ile ihracat ve ithalat işlemlerini durdurduk. İsrail’in soykırım davasına müdahil olmayı kararlaştırdık. İçimizdeki kimi işgüzarlar bunu görmese ya da çarpıtsa da devleti, vatandaşı ve STK’ları ile Türkiye, Gazze sınavını en başarılı veren ülkelerden biridir.

VAKIFLAR HAYATIN HER ALANINDA

Fakir fukarayı, yolda kalanı, yetimi, düşkünü gözeten, ihtiyaç sahiplerine yardımı esirgemeyen vakıflarımız aynı zamanda milletimizin huzur ve güvenliğinin teminatı olmuştur. İslam’a göre insan, alemin özüdür. İnsana hizmet, İslam medeniyetinin temelini oluşturur. Vakıflarımız, yalnızca insana hizmetle kendilerini sınırlandırmamıştır. Tarihimizde özellikle aç kuşlar için, ağaçlar için, köprüler için kurulan nice vakıflar görüyoruz. Hayata ve hayatın akışına dair ne varsa oraya hitap eden bir yapıya mutlaka rastlıyoruz.

“MİLLETE HİZMETTE REHAVETE YER YOK”

Vakıf eserleri nasıl ecdadın emanetiyle, kamu görevi de milletin emanetidir. Tüyü bitmemiş yetimin hakkının olduğu kamu malı ve görevi ancak böyle yüksek bir şuurla yerine getirilirse faydalı olur. Kamu görevlisi kendi mesuliyeti veya mesuliyet sahasıyla ilgili işlerle vatandaşımıza hizmet etmeye memurdur.

Millete hizmet yolunda rehavete, kaprislere, bugün git yarın gel sorumsuzluğına asla yer yoktur. Bulunduğumuz tüm makamları, aziz milletimize borçluyuz. Hepimiz milletimize karşı sorumluyuz. Millete büyüklenmek, yukarıdan bakmak, sorunlarını görmezden gelmek kabul edilemez. Kamu malına el uzatmak bizin nazarımızda ihanete eş değerdir.

“SERZENİŞLERİ FARKINDAYIZ”

Siyasetçiler, kamu görevlileri yönetim mevkiindekilerin ülkeyi ve millete karşı vazifelerini yerine getirme noktasında hiçbir bahanesi olamaz. Milletin derdiyle dertlenmedikten, sorunlarına çözüm bulmadıktan sonra hangi vazife olursa olsun, insan için yüktür.

Son dönemde artan serzenişlerin farkındayız. Tespit ettiğimiz tüm hataların varsa ihanetlerin üzerine inşallah bundan sonra çok daha kararlı bir şekilde gideceğiz. Kamu hizmetlerinin kusursuz sunulması için her türlü tedbiri alacak, bürokratik atalete hiçbir şekilde müsade etmeyeceğiz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir